1923 yılında ilan edilen Cumhuriyet ile Türkiye şimşek hızıyla ilerliyordu. Atatürk ve dava arkadaşlarının ekonomik anlamda başlattığı mücadele dünyaya parmak ısırtıyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin önderi Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ve 1934 yılında kurulan İş Bankası’nın sermayesiyle, 1935 yılında müthiş bir gelişmeye imza atıldı…
Türkiye’nin ilk şişe ve cam fabrikası 29 Kasım 1935’te, İstanbul’un Anadolu yakasında, Boğaz kıyısında; Paşabahçe’de açılacaktı…
29 Kasım 1935
Paşabahçe cam fabrikasını Başbakan İsmet İnönü açacaktı. Özel bir vapur saat 14.30’da Başbakanı, İktisat Vekili Celal Bayari ve davetlileri alarak hareket etti.
Davetliler arasında Kamutay Başkan Vekillerinden Hasan Saka, Nuri Conker, General Ali Sait, Vali Muhiddin, birçok milletvekili, Sümer, İş, Merkez bankaları Genel Müdürleri, tüccarlar ve gazeteciler bulunuyordu.
Vapurda Şehir Orkestrası çalıyordu. Vapur Paşabahçe’de fabrika iskelesine yaklaşırken Paşabahçeliler ve öğrenciler heyecanlıydı ve tezahüratlar yapıyordu. Başbakan alkışlar arasında fabrikaya girdi.
Atatürk, fabrikanın açılış öncesi bir telgraf göndermişti ve çalışanlara teşekkür etti:
“ Ulusal endüstrimizin inkişafında önemli bir adım olan Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikasının açılma törenimünasebetiyle bana karşı gösterilen temiz duygulara teşekkür ederim.
Reis-i Cumhur M. Kemal Atatürk”
İSMET İNÖNÜ HERKESİ GÜLDÜRDÜ
Kurdele kesildi, İsmet İnönü fabrikanın ocaklarını ve elle üretim yapılan her yeri inceleyerek gezdi ve denetledi. O sırada fabrikanın Genel Müdürü Adnan Berkay yeni bitmiş bir şişeyi İsmet Paşa’ya göstermek isterken şişe yere düştü fakat kırılmadı. Herkesin dikkati İsmet Paşa’ya dönerken o gülümseyerek, “Cumhuriyet malıdır… Kırılmaz.” deyince herkes alkışladı…
ATATÜRK İNŞAAT SIRASINDA 3 KEZ ZİYARET ETTİ
Atatürk fabrikanın inşası sırasında 3 kez ziyaret etmişti. Kuruluşuna önayak olduğu fabrikayı ilk kez 27 Mayıs 1935 günü, inşaatı sürerken yaptı. O ziyaret de dönem gazetelerinde geniş yer buldu. 28 Mayıs 1935 tarihli gazetelerde yaşananlar şöyle özetlendi.
Atatürk’ün ziyareti fabrikada büyük bir sevince ve heyecana sebep oldu. Atatürk’e şirketin ilk Genel Müdürü Adnan Berkay eşlik ediyordu. Atatürk yapılmakta olan hazırlıkları gözden geçirdikten sonra “Adnan Bey, bu fabrikada kesme kristal cam da yapılacak mı?” diye sordu.
Genel Müdür, yeni kurulan bir cam fabrikasında, ortaya çıkacak sorunlar açısından, böylesi nazik ve zor bir üretimin henüz erken olduğunu söyledi. Ancak Atatürk, müşfik fakat itiraz kabul etmeyen kat’i bir sesle: “Ben bundan böyle, soframda kendi fabrikamızın kristal bardaklarını kullanmayı isterdim. Yapılabilir ise memnun kalırım.”
Aslında bu bir emirdi. Adnan Bey anladı. Çok geçmeden fabrikada, Atatürk’ün istediği kristal bardakların üretimi gerçekleştirildi. Tamamlanan üretimin ardından Genel Müdür Adnan Berkay, üzerinde ‘K’ ve ‘A’ harfleri bulunan bu özel kadehleri Çankaya Köşkü’ne teslim etti…
Fabrika 400 insana ekmek kapısı açtı. Fabrika işe ülkenin en acil cam ihtiyaçlarını üreterek başladı. Ancak, o yıllarda ülkenin sadece yüzde 10’unda elektrik vardı. Bu şehirlerin bir bölümüne ise kısıtlı saatlerde elektrik verilebiliyordu. Şişecam önce aydınlatma için zaruri bir ihtiyaç olan gaz lambası şişeleri üretmeye başladı.
Ardından bunu ilaç şişeleri ve cam ev eşyası takip etti. 1936 yılına gelindiğinde ise Paşabahçe Fabrikası 3 bin ton üretimi ile ülkenin tüm şişe ve cam eşyası talebini karşılayabiliyordu. Fabrikanın can suyu, Şile ve Çatalca’nın ya da o zamanki adıyla Podima’nın kumunu değere dönüştürecek olan fırındı. O fırının ilk alevinden Türkiye’nin ve Cumhuriyetin 100’üncü yılında dünyanın bu sektördeki en güçlü kurumsal yapılarından biri olan Şişecam doğacaktı.